Bilimsel ArastirmaBilim NedirBilimsel Makale yazılırken dikkat edilecek detaylar

Bilimsel Makale yazılırken dikkat edilecek detaylar

BİLİMSEL MAKALE DETAYLARI

Yazarlar ve Adresleri Nasıl Sıralanır?

"İdarî ve meslekî kıskançlık, imparatorluk kurma ve yayınla-veya-yok ol! kuramını kabulleniş, cennetteki yılanların sadece birkaçıdır. Bunlar; endüstri, kontrat, kurumsallık, kuruluş gelenekleri ve düzenlemelerinin zehirli yılanlarıyla birleşerek, profesyonel yazım dünyasının yılan deliğini oluştururlar. " John H. Mitchell

İSİMLERİN SIRASI

Bilimsel makale hazırlamanın en kolay kısmı, ikincil satırların girilmesidir: yazarlar ve adresleri. Bazen!
Yazar isimlerinin sırası üzerine her gün yeni bir düello duymadım ama, başka koşullarda aklı başında görünen meslektaşların, sırf kimin isminin hangi sırada olması gerektiği konusunda anlaşamadıkları için birbirinin can düşmanı olduğu olaylar biliyorum.

Doğru sıralama nasıl olur? Maalesef, üzerinde anlaşmaya varılmış veya genellikle kabul gören hiçbir kural yoktur. Bazı dergiler (zannederim temelde İngiliz), yazar isimlerinin alfabetik sırada olmasını ister. Bu tür önemsiz, basit sıralama sisteminin önerilebilecek çok yönü vardır. Fakat alfabetik sistem, özellikle ABDde henüz herkesin kullandığı bir sistem olmamıştır.
Geçmişte, araştırmada aktif olarak yer alıp almadığına bakılmaksızın, laboratuvar direktörünü yazar olarak koymak gibi genel bir eğilim vardı. Çoğunlukla direktör en sona (iki yazardan ikincisi, üç yazardan üçüncüsü v.b.) konmaktaydı. Sonuçta en son yer, kendiliğinden verilmiş prestij için seçilen bir yer oldu. Böylece, hiçbiri laboratuvar direktörü olmayan ve hatta hiçbiri daha deneyimli olmayan iki yazar, bu ikinci yeri paylaşamazlardı. Eğer üç veya daha fazla yazar varsa önemli yazar, arada bir yeri değil ilk veya son yeri isteyecekti.

Daha modern bir eğilim, yayımlanmakta olan çalışmanın ana üreticisi ve deneyimli yazarı olarak ilk yazarı tanımlama eğilimidir. İlk yazarın öğrenci olduğu ve ikinci (üçüncü veya dördüncü) yazarın laboratuvar direktörü, belki Nobel almış biri olduğu zaman bile, ilk yazara deneyimli yazar olarak atıf yapılması ve o kişinin araştırmanın kendisini veya çoğunu yaptığının varsayılması şimdi kabul gören bir biçimdir.

Laboratuvar direktörlerinin, kendi laboratuvarlarından çıkan her yayımlanmış makaleye kendi isimlerinin konması konusunda ısrar etme eğilimleri hala bizimledir. Aynı şekilde, yani deneyler tamamlandıktan sonra cam eşyaları yıkamış olabilecek teknisyenler dahil pratik olarak laboratuvardaki herkesin yazar olarak isimlendirildiği kirli çamaşır listesi yaklaşımını kullanma eğilimi de öyle. Ayrıca, ortak araştırmaya eğilim sürekli artıyor. Dolayısıyla, makale başına ortalama yazar sayısı artmaktadır.

Yeni bir eğilim ve zannederim çok iyi bir eğilim; yerleşik, deneyimli bilim adamlarının daha genç meslektaşlarına veya öğrencilerine hak (ilk isim olma) tanımasıdır. Genç neslin bu şekilde teşviki, iyi bilim sürecini yüceltir ve zarif bir şekilde bu uygulamayı yapan, deneyimli bilim adamının karakterini ortaya koyar.


YAZARLIĞIN TANIMI

Belki şimdi yazarlar listesi sadece ve sadece, deneylerin tasarımı ve gerçekleştirilmesine aktif olarak katılan kişileri içermelidir diyerek, yazarlığı tanımlayabiliriz. Daha da ötesi, yazarlar normal olarak; ilk yazar deneyimli yazar olarak kabul görerek; ikinci yazar esas işbirliği yapan, üçüncü yazar ise ikinciye eşdeğer fakat çalışmada muhtemelen daha az katkısı olan yazar olarak, deneylere göre önem sırası ile listelenmelidir. Meslektaşlar veya çalışmayı yönetenler, kendilerinin şahsen iç içe olmadıkları araştırmayı anlatan çalışmalara ne isimlerinin koyulmasını istemeli ne de koyulmasına izin vermelidirler. Bir makalenin yazarı, verilen araştırma sonuçlarında entelektüel sorumluluğu olan kişi olarak tanımlanmalıdır.

Kabul etmeliyiz ki bu sorunun çözüme kavuşturulması her zaman kolay değildir. Bir makaledeki entelektüel girdiyi incelemek genellikle inanılmaz derecede zordur. Doğal olarak, bir araştırma problemi üzerinde aylar ve yıllar boyu birlikte yoğun olarak çalışanlar, özgün araştırma fikirlerini kim verdi veya deneylerin başarısında kimin parlak fikri başarının anahtarıydı diye hatırlamakta zorluk çekebilirler. Ve bu meslektaşlar, araştırma ile hiçbir ilgisi olmayan, geleneksel, komşu laboratuvardaki bir kişinin ilgi çekici bir sorusu ile aniden herşeyin yerli yerine oturduğunu farkettiklerinde ne yaparlar?
İsmi olan her yazarın, anlatılan çalışmaya önemli katkıda bulunmuş olması gerekir. Önemli kelimesiyle burada, çalışmanın yeni bilgi üreten, özgün bilimsel makale kavramını tanımlayan yönlerine atıf yapılmaktadır.
Yayımlanmış makaledeki yazarlar silsilesi, tam anlaşma ile çalışma başlamadan önce kararlaştırılmalıdır. Daha sonra, araştırmanın aldığı yöne göre bir değişiklik gerekli olabilir. Fakat bu önemli yazarlık sorununu araştırma sürecinin en sonuna bırakmak akıllıca olmaz.

Bir vesileyle, 10 veya daha fazla yazarın bir makalede (bazen sadece bir not) listelendiğini gördüm. Örneğin F. Bulos ve diğerleri (Phys. Rev. Letters 13: 486, 1964) tarafından bir makalede 27 yazar ve sadece 12 paragraf vardı. Böyle makaleler çoğunlukla, deneye anlamlı bir katkıda bulunmak bir yana, on kişinin bile sığamadığı çok küçük laboratuvarlardan gelir.
Yazarların ev sahibini listeye koymasında ne gözönöne alınır? Çeşitli nedenler olabilir. Fakat temel neden, hiç kuşkusuz yayınla - veya - yok ol sendromudur. Bazı kişiler meslektaşlarını hoş davranışlarla öyle etkin bir şekilde yola sokarlar ki, laboratuvarlarından çıkan makalelerin çoğunda veya hepsinde yazar olarak bulunurlar. Araştırma üretkenlikleri aslında zayıftır, fakat yıl sonu yayın listeleri gerçekten geniş olabilir. Bazı kurumlarda böyle şişirilmiş listeler terfi ile sonuçlanabilir. Böyle şişmeler ayrıca beceriklilik olarak kabul edilir. Yine de uygulama tavsiye edilmez. Belki bu kolaya kaçanlar, birkaç idareci kandırabilir ve anlık avantajlar kazanabilirler. Fakat iyi bilim adamlarının; ne ufacık katkıları için başka insanların isimlerinin eklenerek kendi çalışmalarının sulandırılmasına izin vereceklerinden, ne de kendi isimlerinin bir sürü yetersiz insanın isimleriyle lekelenmesini isteyeceklerinden kuşku duyarım.
Kısaca bilimsel makale, çalışmaya ağırlıklı olarak katkıda bulunmuş olanları listelemelidir. Çok yazarlı yaklaşımın sulandırıcı etkisi gerçek araştırmaları kötü etkiler (Ve eski bir yönetici-editör olarak, sansür gerektiren bu uygulamanın bilimsel literatürün kullanımı ve kontroluyla uğraşan bizleri bibliyografik kabuslara sürüklediğini ilave etmeden geçemiyorum). Tıp Makalelerinde Yazarlık Konusunda İzlenecek Yollar üzerine derinlemesine bir tartışma Huth (26) tarafından yayımlanmıştır.


SIRAYI TANIMLAMAK: ÖRNEK YAZI

Belki aşağıdaki örnek, yazarlığı tanımlaması gereken kavramsal ve teknik katkı seviyesini açıklığa kavuşturmada yardımcı olur.
Varsayalım ki, bilim adamı A yeni bilgi üretecek bir seri deney tasarımı yapmış olsun ve sonra bu bilim adamı, B teknisyenine deneylerin nasıl yapılacağını göstermiş olsun. Deneyler çalışır ve bir metinle sonuçlanırsa, bilim adamı A, B teknisyeni bütün işleri yapmış olsa bile, tek yazar olmalıdır. (Kuşkusuz, B teknisyeninin yardımı Teşekkür kısmında anılmalıdır.)

Varsayalım ki deneyler yürümesin. B teknisyeni, olumsuz sonuçları bilim adamı Aya götürsün ve şöyle bir şey desin, Zannederim, bu Allahın cezası şekil değiştirmeyi, inkübasyon sıcaklığını 24°Cden 37°Ca değiştirir ve ortama serum albümini katarsak büyütebiliriz. Bilim adamı deneyi kabul eder, deneyler bu defa istenen sonucu verir ve makale ile sonuçlanır. Bu takdirde, bilim adamı A ve teknisyen B-bu sırayla-her ikisi de yazar olarak gözükmelidir.

Bu örneği bir adım daha öteye götürelim. Varsayalım ki, 37°C deki serum albüminli deneyler çalışıyor, fakat bilim adamı A şimdi açıkça boşta kalan bir kısım olduğunu farkeder. Yani bu şartlar altında büyüme, test organizmasının bir patojen olduğunu göstermiştir.


Tags : Bilimsel araştırma , gold miner,sozler,bilim nedir

Bilimsel_Araştırma için kaynak by Gamikro